Tam da maçtan önce yazdığım gibi oldu derbi ve sonunda tam da o yazıda dediğim gibi fatura futbolculara ve taraftarlara yöneldi. Zaten olayın vehametinin farkında olmayan taraftarların birbirlerine "Ağlamayın lan..." "Mor menekşeler!" "Saraçoğlu teröristleri!" "Suyu siz attınız!" "Hayır siz attınız!" gibi argümanlarla saldırmalarıyla yine olayların gerçek faillerini es geçtik... Hayırlı olsun... Bundan böyle benim nacizane bir önerim var. Hayır hayır bu maçların saha kapatma cezası bir sonraki derbide kesilsin türünden bir öneri değil. Biliyorsunuz Fortis Türkiye Kupası artık Ziraat Türkiye Kupası oldu, süper lig zaten Turkcell Süper Lig... Madem biz derbilerde su bardaklarından şişelerden kurtulamıyoruz o zaman bunu da paraya çevirsin kulüpler. Bir su firması derbilere sponsor olsun Erikli Yüzyılın Derbisi veya Saka Derbilerin Derbisi gibi...
HAKEMLER..
Sizi Bilmiyorum ama ben hakemler sıkıldım. Zaten çok sevimsizler bu yetmezmiş gibi bir de beceriksizler yahu. Hadi sevimsiz oldun bari işini iyi yap da diyelim ki "Hacı adam iyi yönetiyo maçları..." Ya da tam tersi "Yaaa çok boktan hakem ama çok tatlı herif yaa yanaklarını sıkıcam.." diyebilelim. Bakıyorum hiçbirisi değil bu adamlar. O kadar eğitim alıyorlar, seminerlere gidiyorlar; mesela devre arasında yine Antalya'da yiyecekler içecekler maçları tekrardan izleyecekler, otel lobisinde okey oynayıp açık büfenin balını emecekler sonra maçlara çıkıp yine saçmalayacaklar. Bence 6 hakem mi 4 hakem mi tartışması bizim ülkemizde hiç hakem'e dönmeli. Böylece futbolcular bizim mahalle maçlarındaki gibi biraz itişirler biraz kakışırlar ama bir şekilde orta yol bulurlar. Kimse de kararlardan şikayet etmez. Hatta belki 3 korner 1 penaltıya geçilir falan o sorun da ortadan kalkar. Uluslararası müsabakalarda ne yapacağız o zaman morukcum derseniz; zaten gidemiyoruz ki be anam derim...
YILMAZ VURAL..
Yıllardır bu adamı ekranlardan takip ederim. Yılmaz hoca saha kenarında kendini yerden yere atar, futbolcunun kıçına şakacıktan vurur gol olunca stadda şeref turuna çıkar falan ama hepsinden önemlisi Yılmaz Vural yıllardır "Bana Fener'i verseniz ilk hafta şampiyon yaparın, Kartal'ı uçururum Cimbom'la Avrupa'nın ağzını kırarım!." der de kimse de hocaya büyük takım emanet etmez. Geçen akşam NTV'de ki programda Yılmaz Hoca "Milli Takım Teknik Direktörlüğü'ne adayım" dedi. "Avrupalı bizden anlamaz biz ülke içindeki durumlara göre motive oluruz" dedi. "Hakan Şükür'ü basketbolculuktan futbolculuğa geçirdim dünyaca ünlü futbolcu da yetiştirdim yani daha ne" dedi. Düşündüm, bence adama bir şans verilmeli. Sırf bu görev aşkı bu tutkusu için verilmeli. Sonuçta Yılmaz Vural sokaktan geçen herhangi biri değil. Almanya'da Daum'la aynı akademiye gitmiş (Yanlış hatırlamıyorsam... Yada başka bir yabancı hoca da olabilir) Antreman tekniklerini bilen, taktikten anlayan, e motivasyon desen Fatih Terim'den hiçde aşağı kalmaz bir hoca. O zaman verelim Milli Takım'ı Yılmaz Hoca'ya ne kadar kötü olabilir ki? Zaten Dünya Kupası'na gidememişiz en fazla Yılmaz Hoca'yla 2012 Avrupa Şampiyonası'na gidemeyiz olur biter. Zamanında Tınaz Tırpan'ın Milli Takım hocalığı yaptığı bir ülkede Yılmaz Vural bu görevi çoktan haketmiştir. Arkandayım Yılmaz Hoca! Batarsak bir de seninle batalım...